LUSH — Let The Good Times Roll Vücut Spreyi

Kulağa dramatik gelmeden bu kokuyu nasıl tarif edeceğimi bile bilmiyorum, ama dürüst olmak gerekirse, her şeyin yolunda olduğu ve zihninin nihayet kapandığı o anı şişelemek gibi geliyor. Patlamış mısır, vanilya ve güneş ışığıyla karıştırılmış sonbahar havası gibi sıcak, tatlı ve biraz nostaljik. İlk sprey yumuşak, tereyağlı, neredeyse yenilebilir ama “kız gibi tatlı” bir şekilde değil. Daha derin, biraz dumanlı, sıcak ciltte eriyen şeker gibi. Kendimi yerli ve sakin hissettiriyor, sanki yapmadığım zamanlarda bile hayatımı bir araya getirmişim gibi. Sevdiğim şey, nasıl kaldığı. Giysilerimde, saçlarımda, hatta gittikten sonra odada bile. Dikkat için çığlık atmaz, durur, düşünmeyi bırakamayacağınız biri gibi:)) Rahat ama masum değil. İçinde sessizce kendine güvenen bir şey var, biraz seksi, biraz gizemli. Güçlü olduğu için değil, tanıdık hissettirdiği için yakınlaşmak istemenizi sağlayan türden bir koku. Duştan sonra, yatmadan önce veya tekrar kendim gibi hissetmem gerektiğinde takıyorum. “Let The Good Times Roll” çok fazla uğraşmıyor. Sadece öyle. Ve bu yüzden bu kadar farklı vuruyor.

AWS tarafından İngilizce adresinden çevrilmiştir